Ayrı Dünyaların İnsanlarıyız
Partneriniz (eşiniz, sevgiliniz vs.) sizinle aynı dünyadan mıdır? Birçok insan aşk ile ilişkiye
başlar, bu sırada gözler kör olur halk arasında “cicim ayları” denen zamanlar yaşanır. Daha
sonra eğer partnerlerin hayatında uyum söz konusu değilse çatışmalar başlar. Bu uyum daimi
olmak zorunda değildir. Farklı düşünceler, farklı tarzlar saygı çerçevesinde şekillenirse ilişki
uyumu sağlanabilir. Karşılıklı kabul varsa ve sahip olunan farklılıklar sorun teşkil etmiyorsa
ilişki ahenkle devam edebilir. Fakat yine de partnerlerin kesiştikleri konular da olmalıdır.
Farklılıklar kesişimlerden fazla olduğunda ilişkide çatışmaları yönetmek zorlaşır. Zamanla
kişiler neden bir ilişki içinde olduklarını sorgulayabilirler.
Peki ya siz partnerinizle ne kadar uyumlusunuz gelin beraber inceleyelim:
Eğlence Anlayışı: Birlikte keyifli vakit geçirebilmek adına eğlenme şeklimiz önemlidir. Örneğin partnerlerden biri gezmeyi, gece hayatını severken diğeri evde kalmayı, kitap okumayı sevebilir. Yapmaktan keyif aldığımız şeyler ruhumuzu besler. Farklı eğlence anlayışları içerisinde ortak noktalar bulabilmek de ilişkiyi besleyecektir.
Duyguları Yaşama Şekli: Duygular ilişkinin temel yapıtaşlarından biridir. Sevme şeklimizden
öfkelenme şeklimize kadar tüm duyguların yaşanışı önemlidir. Genellikle insanlar sevdikleri
gibi sevilmeyi bekler. En iyi tanıdığımız kendi duygularımız ve tepkilerimiz olduğundan
karşımızdakinin duygularını yaşayış biçimini anlayamadığımızda iletişimimizde kopukluklar
olabilir. Bir taraf duygularını daha içinde yaşıyorken diğer taraf dışarı yansıtıyor olabilir.
Fiziksel Temas: İnsanlar dokunma, sarılma, el ele tutuşma gibi fiziksel temas yoluyla duygusal
bağlar kurarlar ve bu temaslar ilişkinin derinliğini artırabilir. Kişilerin fiziksel temas ihtiyaçları
da farklılık gösterebilir. Bir taraf daha fazla temas severken diğer taraf temastan kaçınabilir ya
da bir taraf daha hırçın severken diğer taraf daha sakin ve yumuşak sevilmekten hoşlanabilir.
Maneviyat: Maneviyat kişinin değerler, inançlar, amaçlar ve içsel deneyimlerini içerir. Kişilerin dini görüşü, toplumsal algıyı, gelecek beklentilerini ve hayatın anlamını nasıl değerlendirdiği ilişki içerisinde de önem taşır.
Entelektüellik: Bilgiye açıklık, analitik düşünme, eleştirel değerlendirme, problem çözme,
öğrenme isteği gibi zihinsel yetenekler entelektüelliği şekillendirir. İlişki içerisinde bir taraf
derinleşme ve gelişme çabasındayken diğer tarafın sabit kalması ilişki doyumunu olumsuz
yönde etkileyebilir.
Estetik Algı: Kişinin dünyadaki güzellik algısı estetik algısını oluşturur. Bir taraf daha sporken diğer taraf şıklık tercih ediyor olabilir. Bir taraf tatilini ormanda ağaçların arasında sessiz sedasız yapmak isterken diğer taraf deniz kum güneş isteyebilir.
Sosyallik: İlişki içerisinde sosyalleşmek ve ilişkiyle beraber sosyalleşmek de önemlidir. Bir
tarafın sosyal çevresi arkadaşlarıyken diğer taraf aile bireyleriyle vakit geçirmekten hoşlanıyor
olabilir. Bir taraf konuşkanken diğer taraf suskunlaşabilir.
Cinsellik: Cinsellik ilişkinin temel yapıtaşlarından biridir. Kişilerin cinselliğe dair beklentileri
farklılaşabilir. Bu farklılıklar problemlere yol açabilir.
Tabii iki partnerin bütün bu alanlarda tamamen aynı olmaları pek mümkün değildir. Fakat en
azından 3-4 alanda uyumlu olmaları beklenir ki ilişkide paylaşım ve yakınlık olabilsin. Bir diğer
önemli husus ise kişiler cinsel yakınlık dışındaki alanlarda başka kişilerle yakınlık kurabilirler.
Bakış açıları ortak olan arkadaşlarıyla sohbet edip paylaşım içerisinde bulunabilirler ya da
eğlenme ihtiyacını başka insanlarla karşılayabilirler.
İki kişi arasındaki ilişki toplumun en küçük birimi gibi düşünülebilir. Nasıl ki bir toplumda
düzen içerisinde yaşamak için kanunlara ihtiyaç varsa ilişki içerisinde de kurallara ihtiyaç
vardır. İlişki içerisindeki farklılıklar kurallarla şekillendirilebilir. Kişilerin ihtiyaçları karşılıklı
konuşulup yapılabilecekler üzerinde değerlendirmeler yapılabilir. Bu kurallar çerçevesinde
kişilerin beklentileri ve alabilecekleri netleşir, böylece olası problemlerin önüne geçilebilir.
Günün Sözü: “Birbirine bağlılık olmadan hayat hiçbir anlam ifade etmez. Birbirimize ihtiyacımız var ve bunu ne kadar çabuk öğrenirsek, hepimiz için o kadar iyi.”
-Erik Erikson
Psikolojik Danışman Gizem Küçükkaya