Kaygı Bozukluğu (Anksiyete)
Kaygı bozukluğunun temel özelliği, kişinin gündelik hayatta karşılaştığı olaylarla ilgili olarak, engelleyemediği aşırı bir endişe ve kuruntulu beklenti (evham) içinde olmasıdır. Ekonomik durum, muhtemel iş yükümlülükleri, sağlık sorunları, çocukların yaşayabileceği olaylar, ev işleri, onarımlar, randevulara yetişememe gibi günlük konularla ilgili olarak aşırı/ölçüsüz endişe ve kuruntular sıklıkla görülmektedir.
Kaygı bozukluğu, sosyal ya da mesleki işlevlerde önemli bozulmaya ya da hastada belirgin strese neden olan, çeşitli somatik belirtilerin (psikolojik kökenli ağrılar) eşlik ettiği yaygın endişe hali olarak tanımlanmıştır. Kaygı, insanın düşünceleriyle yarattığı bir his olduğundan dolayı, “yanlış yorumlamalar” “olumsuz düşünceler” “aşırı genelleme yapmak” “negatif bir bakış açısına sahip olmak” gibi etmenler de kaygı bozukluğuna yol açan başlıca nedenlerdir. Kaygı Bozukluğunda özellikle önemli olan ruhsal süreç, kişinin “çevre üzerinde denetiminin olmadığı” inancıdır. Denetlenemez olaylardan kaynaklanabilecek tehlikeler (kazalar, hastalıklar, felaketler v.s.) zihni sürekli meşgul etmektedir. Kişi sürekli olarak potansiyel tehlike yaratan uyaranları izlemekte, tehlike oluşturmayan (hoş) uyaranları ise dikkate almamaktadır. Bu durum, hastalarda otomatik ve farkında olunmadan işleyen bir zihinsel düzenektir. Kaygı belirtilerinin kişiler tarafından bedensel hastalık kaygılarına yol açması kaygıyı daha da ağırlaştırmaktadır. Bu durumda hipokondriyazis (hastalık hastalığı) ile ayırt etmek güçlük arz edebilir.Yaşın ilerlemesi ile genellikle kaygı bozukluklarının görülme sıklığı ve belirtilerin şiddeti azalmaktadır.
Belirtileri
Kaygı bozukluğunun belirtileri, kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Ancak, genel olarak kaygı bozukluğu yaşayan kişiler şu semptomları deneyimleyebilir:
Sürekli endişe duyma: Kişi, gelecekte kötü şeyler olacağına dair sürekli bir kaygı hissi yaşar. Bu endişe, kendiliğinden oluştuğu kadar, belirli bir durumdan kaynaklanabilir. Örneğin, bir sınav veya iş görüşmesi gibi stresli bir durum öncesinde endişe duymak normaldir. Ancak kaygı bozukluğu olan kişiler, bu tür durumlarda normalden daha fazla endişe duyarlar ve bu endişe hissi uzun sürebilir.
Kontrol edilemeyen korkular: Kişi, gerçekçi olmayan korkular yaşar. Örneğin, bir fobi (örümcek, yükseklik, kapalı alan gibi) olabilir veya belirli bir durumda (örneğin, topluluk önünde konuşurken) utanma, aşağılanma, yargılanma gibi korkular hissedebilir.
Uyku bozuklukları: Kaygı bozukluğu olan kişiler, uykuya dalma veya uykuyu sürdürme konusunda zorluk yaşayabilirler. Ayrıca, gece uyanıklık, kabuslar ve terleme gibi uyku bozuklukları da görülebilir.
Yorgunluk: Kaygı bozukluğu olan kişiler, sürekli bir endişe hissi nedeniyle yorgun ve bitkin hissedebilirler. Uykusuzluk da bu yorgunluğu artırabilir.
Sinirlilik: Kaygı bozukluğu, kişinin ruh halini etkileyebilir ve kişi sinirli, gergin ve tahammülsüz hissedebilir.
Kas gerginliği: Kaygı bozukluğu olan kişiler, vücutlarının bazı bölgelerinde (örneğin, boyun, sırt, çene) kas gerginliği yaşayabilirler. Bu gerginlik, ağrıya veya rahatsızlığa neden olabilir.
Mide problemleri: Kaygı bozukluğu olan kişiler, mide bulantısı, ishal, kabızlık ve sindirim problemleri gibi gastrointestinal semptomlar yaşayabilirler.
Kalp çarpıntısı: Kaygı bozukluğu olan kişiler, kalp atışlarının hızlandığı veya düzensizleştiği hissine kapılabilirler.
Kaygı Bozukluğu Tanı Ölçütleri
En az 6 ay süreyle hemen her gün ortaya çıkan, birçok olay ya da etkinlik hakkında ( işte ya da okulda başarı gibi) aşırı anksiyete ve üzüntü (endişeli beklentiler) duyma. Kişi, üzüntüsünü kontrol etmeyi zor bulur. Anksiyete ve üzüntü, aşağıdaki altı semptomdan üçüne (ya da daha fazlasına) eşlik eder(son 6 ay boyunca hemen her zaman en azından bazı semptomlar bulunur). NOT:Çocuklarda sadece bir maddenin bulunması yeterlidir.
- huzursuzluk, aşırı heyecan duyma ya da endişe
- kolay yorulma
- düşünceleri yoğunlaştırmada güçlük çekme ya da zihnin boşalmış gibi olması
- irritabilite
- kas gerginliği
- uyku bozukluğu uyku bozukluğu (uykuya dalmakta ya da sürdürmekte güçlük çekme ya da huzursuz ve dinlendirmeyen uyku)
-
Anksiyete, üzüntü ya da fizik yakınmalar klinik açıdan belirgin bir strese ya da toplumsal, mesleki ya da önemli diğer işlevsel alanlarda bozulmaya neden olur.
-
Bu bozukluk bir maddenin (örn; kötüye kullanılan bir ilaç, tedavi için kullanılan bir ilaç) ya da genel tıbbi bir durumun doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir.
En yaygın olarak, kaygı bozukluğu olan hastalar bazı somatik (psikolojik kökenli fiziksel şikayetler) belirtiler konusunda yardım için genel pratisyene ya da dahiliye uzmanına başvururlar. Alternatif olarak, kişilerin özgün bir belirti için bir uzmana başvururlar – örneğin, kronik diyare.
Tedavi Yöntemleri
Kaygı bozukluğu tedavisi, semptomların şiddeti, kişinin yaşam kalitesi ve kişinin tercihleri gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Tedavi yöntemleri arasında şunlar yer alır:
-
Terapi seansları: Psikoterapi, kişinin kaygı bozukluğunun altında yatan nedenleri keşfetmesine ve endişe ile başa çıkmak için nasıl stratejiler kullanabileceğini öğrenmesine yardımcı olur. Bilişsel davranışçı terapi (BDT) kaygı bozukluğunun tedavisinde sıklıkla kullanılan terapi türüdür
-
İlaçlar: Antidepresanlar ve anksiyolitikler, kaygı bozukluğunun semptomlarını hafifletmek için kullanılabilir.
-
Yaşam tarzı değişiklikleri: Egzersiz yapmak, düzenli uyumak, sağlıklı beslenmek ve stresten kaçınmak kaygı bozukluğu semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir. Yoga, meditasyon, derin nefes egzersizleri gibi gevşeme teknikleri de kaygı bozukluğu semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.
Samet DİNÇ Psikolog