Kötü Duygudan Kaçma
KÖTÜ DUYGUDAN
KAÇMAK
Bazen
bazı duygular bize o kadar zor ve hissedilmemesi gereken şeylermiş gibi gelir
ki, o an hissettiğimiz o duyguyu yok saymaya; sanki o hiç var olmamış gibi
davranmaya devam ederiz ve onu yok sayarız. Biz onu yok saydıkça, görmemeye
çalıştıkça o da kendini ilgi çekmeye çalışan bir çocuk gibi duvarlara vurarak,
ses yaparak ‘ben buradayım’ diye çığlıklar atarak göstermeye başlar. İşte bazı
anlarda "şu an kendimi kötü hissediyorum. Şu an moralim çok bozuk ama
ortada hiçbir sebep yok. Yani üzülecek hiçbir şey yaşamadım ama şu an kendimi
üzgün hissediyorum” ya da “aslında burada hiç sinirleneceğim bir şey yoktu ama
ben niye bu kadar öfkelendim" diye anlayamadığımız, anlamlandıramadığımız
duygular olarak sonradan kendini ortaya çıkartır. Aslında duyguların hepsi
iyisiyle kötüsüyle bizim içindir.
Duygularımızı
‘yerinde ve yeterince’ yaşamamız gerekir. Duygularımızı bir misafir gibi
gördüğümüzde o zaman daha sağlıklı bir ilişki kurabiliriz. Hissettiğimiz
duyguyu kapınızı çalan bir misafir gibi düşünün. Kapıyı açtınız, içeriye buyur
ettiniz onu yedirdiniz içirdiniz ve sonrasında artık akşam oldu ve o duyguyu
tıpkı misafirin kendi evine dönmesi gerektiği gibi tam o noktada tekrar kapıyı
açıp göndermemiz, uğurlamamız gerekir. Bu durumu duygularımızla
bağdaştırabiliriz. Örneğin; öfke duygusu, üzüntü duygusu, stres duygusu
olabilir. Hangi duygu olursa olsun o duygu geldiği zaman gelen duyguyu hissedip
varlığını kabul edip "evet ben şu an üzgünüm", "evet ben şu an
kendimi mutsuz hissediyorum" deyip o mutsuzluğu nasıl yaşamak gerekiyorsa
yaşayıp dışarıya aktarmak, ifade etmek gerekir. O üzüntü veya öfkeyi -hangi
duygu ise- yaşadıktan sonra uğurlayıp göndermek gerekir. Bazen bu kötü
duygulara o kadar tahammül edemiyoruz ki yaşantılamamız gereken birçok şeyden
bizi geri tutuyor. Böyle noktalarda duygularımızın varlığını kabul edip, onları
hissedip yaşayıp ve kendimizden gönderdiğimizde kurduğumuz ilişkiler daha
sağlıklı oluyor.
PSİKOLOJİK
DANIŞMAN BETÜL MATUR