Madde Bağımlılığı
Madde Bağımlılığı Nedir?
Madde kullanımı gün geçtikçe özellikle gençler
arasında yaygın hale gelmektedir. Vücudun görevlerini olumsuz yönde etkileyen
maddelerin, zarar vermesine rağmen bırakılmaması durumuna madde bağımlılığı
denir. Madde kullanımını etkileyen ve insanları teşvik eden birçok faktör
vardır. Cinsiyet, sosyo-ekonomik durum, kişilik ve ailesel faktörler kişiyi
madde kullanımına yatkın hale getirebilir. Araştırmalara göre erkekler
kadınlara göre madde kullanımına daha yatkındır. Bunun nedeni ise özellikle
geleneksel toplumlarda erkeklerin dış dünyayla daha yakından ilgili olmasıyla
açıklanabilir. Olumlu ve olumsuz yönlerde keşiflere oldukça açıklardır.
Sosyo-ekonomik açıdan bakıldığında ise gelir seviyesi daha düşük olan kişilerde
madde kullanımı daha sık gözlemlenir. Ayrıca kişinin daha fevri hareket eden,
dürtüsel biri olması da kişiyi madde kullanımına yönlendirebilir. Bununla
beraber bazı araştırmalar tek ebeveyne sahip veya boşanmış ebeveynlere sahip
gençlerin madde kullanımına eğilimli olabileceğine işaret ediyor.
Madde Bağımlılığı zararları?
Madde bağımlılığı fiziksel olduğu kadar
psikolojik olarak da kişiye zarar veriyor. Bellek problemleri, duygu durum
bozuklukları, kaygı bozuklukları, uyku bozuklukları ve cinsel işlev problemleri
madde kullanımının sonuçlarından yalnızca birkaçı. Bağımlılık durumu hem
fizyolojik hem de psikolojik bağımlılık olarak ikiye ayrılır. Kişide bu iki
bağımlılık aynı anda gözlemlenebilir. Fizyolojik bağımlılık kişinin madde
yokluğunda titreme, kusma, üşüme gibi semptomlar yaşamasıdır. Psikolojik bağımlılık
ise kişinin uyuşturucu madde olmadan yaşayamayacağı hissine kapılması,
anksiyete oluşmasıyla ilgilidir.
Bağımlılığın bazı evreleri vardır. Bunlar;
deneysel kullanım aşaması, sosyal kullanım aşaması, riskli kullanım aşaması ve
bağımlılık şeklindedir. İlk evrelerde kişi “ben bağımlı olmama” düşüncesiyle
hareket eder. Sosyal ortamlarda, arkadaşlarıyla kullanmaya başlar. Bu evrede
“bu son, bir daha kullanmayacağım” şeklinde düşünür fakat son olmaz. Son
evrelerde ise kişi bırakamayacağını düşünür ve depreşip bir moda girer.
Maddenin yan etkileri görülmeye başlanmıştır. Bağımlılıkta dopamin hormonunun
büyük bir etkisi vardır. Eğer bu hormonun salınım düzeni değişirse beyin doğru
çalışmamaya başlar ve bağımlılık ortaya çıkar. Kişi eğer madde bağımlısıysa ani
kilo kayıpları olabilir, yeme ve uyku düzeni bozulur. Bu semptomları görüyorsak
kişinin bağımlı olduğundan şüphelenebiliriz. Eğer kişi tedaviyi kabul edip bunu
talep ederse yatarak veya normal bir tedavi ile bağımlılıktan kurtulabilir. Bu
süreçte ilaçların yanı sıra psikoterapi, aile terapisi büyük bir önem taşır.
Tedavinin sonlarına doğru ise kişinin tekrar maddeye başlamaması için korunma
tedavisi organize edilir.
Madde Bağımlılığı Dinamiği
Eğer bağımlılığa psikanalitik açıdan bakarsak Freud ve Glover bu konuda düşüncelerini belirtmişlerdir. Freud’a göre oral dönemde yaşanan sorunlar kişiyi ilerleyen yaşlarda bağımlı hale getirebilir. Glover’a göre ise bağımlılık yıkıcı dürtülerin dışavurumudur. Yani yoğun yaşanan duygulara karşı bir savunma mekanizmasıdır.
Stajyer
Psikolog Ece Dilberoğlu