YEME BOZUKLUKLARI
Yeme bozuklukları kişinin beden algısı ve kilosuyla ilgili gerçekçi olmayan inanışlar ve düşünceler dolayısı ile yaptığı müdahaleler sonucunda oluşur. Kişinin ruh sağlığını etkilediği kadar fizyolojik beden sağlığını da ciddi şekilde etkilemektedir. Adet görememe, kansızlık, hormonal bozukluklar gibi rahatsızlıklara neden olur. Son zamanlarda yapılan araştırmalar medyanın “zayıf olma” mesajını vermesi, değişen toplumsal değerler ve beden algısının yeme bozukluklarına teşvik edecek nitelikte olduğunu göstermiştir. Özellikle kadınlarda ve genç kadınlarda daha çok gözüken bu bozukluk; mükemmeliyetçi kişilik yapısı, özgüven düşüklüğü ve kendine dönük eleştirel kişilik yapısı ile paralel seyrettiği görülmüştür. Yeme bozuklukları kişinin hayat kalitesini oldukça düşürür. Kişi aynaya baktığında kendini beğenmez, yemek yerken kendini mutlu hisseder ancak akabinde büyük bir suçluluk duygusu yaşar. Yeme bozukluğuna neden olan olumsuz beden algısı sosyalleşmeyi de büyük ölçüde etkiler.
Anoreksiya Nervoza
Yaygın olarak görülen üç grup yeme bozukluğu vardır. Anoreksiya Nervoza, Bulimiya Nervoza ve Tıkanırcasına yeme bozukluğudur. Anoreksiya Nervoza (%95 ergen kadınlar) vücudun enerji (kalori) gereksinimini kısıtlama tutumudur (DSM-5). Kişi ideal kilosunda olsa bile kilolu olduğunu düşünür ve zayıf olmak için ya neredeyse hiç yemek yemez yada yediğini kusar. Bu kişiler kemikleri sayılacak kadar zayıftır. Kişinin vücut ağırlığını ya da biçimini nasıl algıladığıyla ilgili bir bozukluk vardır, kişi, kendini değerlendirirken vücut ağırlığı ve biçimine yersiz bir önem yükler ya da o sıradaki düşük vücut ağırlığının önemini hiçbir zaman kavrayamaz (DSM-5). Anoreksiya Nervoza ölümle sonuçlanacak kadar ciddi bir rahatsızlıktır. Kişiler genellikle tedaviyi reddederler. Dolayısı ile bu kişilerin kendi rızalarıyla psikoterapi yada ilaç tedavisi alma olasılığı düşüktür. Genellikle ayakta tedavi edilemeyecek noktaya geldiğinde, fiziksel bir rahatsızlık belirtisi gösterdiklerinde hekime başvururlar. Kişi ile işbirliği içinde olmak tedavi için önemlidir. Kilo almasına yol açmayacağına inandığı bir diyet uygulanır. Kişinin kilo almayla ilgili, beden algısı ile ilgili inanışlar üzerinde çalışarak tedavi uygulanır. Aile ile işbirliği de önemli rol oynar. Aynı zamanda tedavide terapist ve psikiyatrist işbirliği ile birlikte diyetisyen desteği de önemlidir.
Bulimiya Nervoza
Bulimiya Nervoza ise Anoreksiya nervozadan farklı olarak kişi vücut kitle indeksine yakın veya birkaç kilo fazladır. Benzer koşullarda, benzer sürede, çoğu kişinin yiyebileceğinden açıkça daha çok yiyeceği, ayrı bir zaman biriminde (örn. herhangi iki saatlik bir sürede) yeme (DSM-5). Bu dönem sırasında yemek yemeyle ilgili denetiminin kalktığı duyumunun olması (örn. kişinin yemek yemeyi durduramadığı duygusu, ne ya da ne denli yediğini denetleyemediği duygusu) (DSM-5). Dışarıdan bakıldığında kişi normal kiloda görünür. Bu kişiler yediklerini kusarlar veya yedikten sonra telafi amaçlı aşırı spor yaparlar. Detoks denen kısa süreli diyetlere başvururlar. Bulimiya Nervoza genellikle duygusal yeme ile ilişkilidir. Kişi genellikle gergin, üzgün, stresli, kaygılı olduğunda veya tam tersi çok mutlu olduğunda duygusal yemeye yönelir. Bu noktada kişinin kilo ile ilgili algıları yediklerinden rahatsız olmaya sevk eder ve kendini rahatlatmak için telafi edici davranışlar uygular. Bulimik vakaları tedavide genellikle diyet programı uygulanırken karbonhidrat içeren besinler ve protein içeren besinler birlikte diyet listesinde yer alır. Çünkü karbonhidrat içeren besinler beyindeki dopamin (haz) salgılayan bölgeyi uyarırlar. Bulimik hastalar tedaviye açıktır hatta kendileri yaşadıkları durumdan rahatsız olurlar ve çözüm arayışı içindedirler. Diğer rahatsızlıklarda olduğu gibi diyetisyen, terapist ve psikiyatrist iş birliği önemlidir.
Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu
Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu ise kişi belli bir süre içerisinde çok fazla miktarda yemek yer. Bulimiya Nervozadan farklı olarak ödünleyici yani telafi edici kusma, spor yapma gibi davranışlarda bulunulmaz. Olağandan çok daha hızlı yeme. Rahatsızlık verecek düzeyde tokluk hissedene dek yeme. Bedensel açlık duymuyorken aşırı ölçülerde yeme. Ne denli yediğinden utandığı için kendi başına yeme. Daha sonra kendinden tiksinme, çökkünlük yaşama ya da büyük bir suçluluk duyma (DSM-5).